Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen günlerde yaptığı konuşmada, “Benim için bu bir final, yasanın verdiği yetkiyle bu seçim benim son seçimim, çıkacak netice benden sonra gelecek kardeşlerim için bir emanetin devri olacak” ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, erken seçim kararı alınması durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olabileceğini açıklarken, Erdoğan’ın bu sözlerine dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den de sürpriz bir çıkış geldi. Bahçeli, dün partisinin 14. olağan genel kongresinde, Erdoğan’a, “Ayrılamazsın, Türk Milleti’ni yalnız bırakamazsın. Bunun için Cumhur İttifakı olarak yanındayız, beraberindeyiz, yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak sizi görmek istiyoruz” sözleriyle seslenmişti. Bahçeli’nin, bu sözlerinin perde gerisinde Bozdağ’ın da işaret ettiği “erken seçim kararının yattığı” değerlendiriliyor. Mevcut anayasada, “Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir” hükmü yer alıyor. Ancak anayasada bir kimsenin üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için “cumhurbaşkanının ikinci döneminde TBMM’nin seçimlerin yenilenmesi kararı alması” gerekiyor. TBMM’nin “seçimlerin yenilenmesi” kararı alabilmesi için de “nitelikli çoğunluğun, yani 360 milletvekilinin, evet oyu gerekiyor.” MHP ile AKP’nin TBMM’deki milletvekili sayısı 360’ı bulmaya yetmiyor. “Seçimlerin yenilenmesi kararı” için muhalefet partili milletvekillerinin de oyuna ihtiyaç bulunuyor.
‘Seçim belirleyici olacak’
İktidar kanadında, seçimlerin yenilenmesi kararı alınabilmesi için “31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerin belirleyici olduğu” ifade ediliyor. İYİ Parti’nin, bu yerel seçimlerde, 2019 yılından farklı olarak CHP ile bir işbirliği yapmadığı, “hür ve bağımsız seçimlere katılma” kararı aldığı anımsatılarak, “İYİ Parti’nin seçimlerden kötü sonuç alması halinde, partiden kopuşlar yaşanacağı ve erken seçimden yana tavır sergileyebileceği” ileri sürülüyor. Yine yerel seçimler sonrasında “CHP’nin başta İstanbul olmak üzere bazı büyükşehirlerde seçimleri kaybetmesi durumunda da parti içinde tartışmalar yaşanabileceği ve CHP içindeki tartışmalar sonrasında da partideki bazı milletvekillerinin “seçimlerin yenilenmesi kararına destek verebileceği” de iddia ediliyor. Bu nedenle 360 yeter sayısının “kolaylıkla bulunabileceği” ifade edilirken, Bahçeli’nin de MHP’nin “seçimlerin yenilenmesi kararına” destek olunacağının sinyalini verdiğine dikkat çekiliyor.
‘Mesele Erdoğan değil, Türkiye’
Ancak MHP kulislerinde, Bahçeli’nin Erdoğan’ın neden üçüncü kez, 2028 yılındaki seçimlerde, cumhurbaşkanı adayı olmasını istediğine ilişkin de şu değerlendirmeler yapılıyor:
“Cumhur İttifakı, pazarlık üzerine kurulmuş bir ittifak değil, bilakis, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin geleceği için ve darbe girişimiyle birlikte ülkenin yıpratılan temellerinin güçlü bir şekilde inşası için kurulmuş bir ittifaktır. 15 Temmuz’un üzerinden yıllar geçti, bu süreç içinde cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yürürlüğe girdi. Cumhur İttifakı ile birlikte Türkiye özellikle terörle mücadelede önemli yol kat edildi. Türk tarihi boyunca istilalara uğrayan Türk yurdu, savunmasız bırakılmak istendi ancak son dönemde kendi savunma silahlarını üreten bir ülke olarak Türkiye, atağa geçti. Tehlike hâlâ devam ediyor. Ancak şu andaki muhalefetin yapısına bakıldığında, bu tehlikeyi bertaraf edecek bir muhalefet yapısının olmadığı görülüyor. Pek çok kez Bahçeli dile getirdi. CHP, Atatürk’ün partisi, bugün ne yazık ki tarihinin istikametinden koptu. DEM Parti ile her ne kadar ‘İşbirliği yok’ denilse de Afyon Belediye başkan adayı Burcu Köksal’ın DEM Parti için söylediği sözlere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan ‘Kendisine başka bir parti bulsun’ çıkışı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, ‘Türkiye İttifakı’ şekindeki açıklamaları, yine parti içinde Özel ile İmamoğlu arasında yaşanan çift başlılık, İYİ Parti’deki savrulmaların Türkiye’yi ilerleyen süreçte yeniden ülke üzerinde emelleri bulunanlara ‘kapıyı açacak’ nitelikte. Cumhur İttifakı ile bir yol kat edildi ve bu yolun Türkiye için devam etmesi elzem. Mesele yalnızca Erdoğan meselesi değil, Türkiye meselesidir.”
Yeni anayasa da gündemde
İktidar cephesinde, milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce vaatleri arasında bulunan anayasa değişikliğinin de yerel seçimlerden sonra yeniden gündeme getireceği belirtiliyor. Erdoğan’ın 2028’de yeniden cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için mevcut anayasada yer alan “Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir” hükmünün yeni anayasa ile birlikte kaldırılacağı da kulislerde konuşuluyor. Ancak anayasa değişikliğinin referanduma götürülebilmesi için de yine TBMM’de nitelikli çoğunluğun, yani 360 milletvekilinin ‘evet oyu’ vermesi gerekiyor.